2017 yılında Adidas, Boston Maratonu’na atıfta bulunan bir e-posta kampanyası başlatarak marka tarihinde kara bir leke oluşturdu. Şirket, Boston Maratonu’na katılan koşucuları kutlayan ve “kazanmak için koşmak” gibi ifadeler kullanan e-postalar gönderdi. Ancak, bu e-postaların içerdiği duyarsız ifadeler, toplumda büyük bir öfkeye yol açtı.
Boston Maratonu, 2013 yılında gerçekleşen ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla anılmaktadır. Bu trajik olayın ardından, Boston halkı ve tüm dünya, dayanışma ve cesaret sergiledi. Ancak, Adidas gibi bir markanın, bu taze travmayı marka tanıtımı için istismar etmeye cesaret etmesi skandalın boyutunu katladı.
Adidas’ın e-posta kampanyası, Boston Maratonu’nda yaşanan acıyı ve trajediyi dikkate almadan, marka çıkarları için duyarsızca kullanmayı amaçlıyordu. Ancak, toplum bu taktiği kolayca fark etti ve sosyal medyada markaya karşı hızla bir tepki dalgası oluştu. Markanın bu duyarsız e-postaları, marka itibarının sarsılmasına ve Adidas’a olan güvenin ciddi şekilde zedelenmesine yol açtı.
Adidas, tepkilerin şiddetli olması karşısında hızla bir özür yayınlamak zorunda kaldı. Ancak, bu özür mesajı bile, markanın duyarsızlığını ve Boston Maratonu’nun hala taze bir travma olduğunu anlayamadığını gösterdi. Marka, bu skandalın ardından sadece birkaç satırlık bir özür mesajıyla kurtulabileceğini düşündü. Ancak, toplum, markanın bu olayı ciddiye almadığı ve sorumluluk almadığına inanmadı.
Adidas’ın Boston Maratonu reklam skandalı, markaların toplumsal olaylara ve hassas konulara duyarlı bir şekilde yaklaşması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Bu tür trajik olayları marka tanıtımı için istismar etmek, marka itibarına ciddi zarar verebilir ve toplum nezdinde güven kaybına neden olabilir. Adidas gibi büyük bir markanın bu kadar duyarsız davranması, marka yönetimi ders kitaplarında yer alabilecek bir hata örneğidir.
Sonuç olarak, Adidas’ın Boston Maratonu reklam skandalı, markaların sorumluluk alması ve duyarlılık göstermesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Markalar, duyarlılık eksikliği veya duyarsız kampanyalarla toplumu hafife alamazlar. Duyarlılık ve etik değerler, marka itibarını korumanın temel taşlarıdır ve ihmal edilmemelidir.
Leave a Reply